“Strateji ne yapmayacağına karar vermektir” demişti Steve Jobs!
Sevgili Mete Zadil ile çalışmaya başladığımda ilk ve en kuvvetli duyduğum şey “odaklanma” mesajıydı! Herşeyi yapmak isteyebilirdik, istiyorduk da! Ortada çok fırsat vardı, çok cazip teklifler aklımızı çelebiliyordu ama her yeni konu toplam enerjinin içinden bir parçasını muhakkak alıyor ve o da payına düşen ilgi kadar başarı getirebiliyordu. Bunu yapmamalıydık!
ilk aylarımız her fırsatta yapmak istediklerimizi yazıp çizmeyle, bir öncelik oluşturmayla geçti. Her uzun toplantıdan, bazen bir restaurantta peçete üzerine yazıp çizdiklerimizden sonra ben biraz daha yolumu net çizmeye başlıyordum. Benim seviyemde biri için CEO dan doğru yönlendirme almak o kadar kıymetli ki.. Çizdiğimiz her planın içinde benim büyük bazı kararlar almam, yapılanmaları, kaynak kullanımını buna göre şekillendirmem gerekiyor ve bu yönlendirmeler bugünden yarına değişkenlik gösterirse büyük kayıplar oluşabiliyor. Bu bizde hiç olmadı işte! Yolumuz aydınlık, yol kenarı çizgileri netti. Kalanı zaten iyi birer pilot olarak bizlerin yeteneğine bakıyordu.
Arge yol haritasını, kategorilerin önceliklerini, iletişim stratejisini ve birçok ön çalışmamızı masa başında her sene bir önceki seneden daha da odaklı ve iyi hazırladık.
Her kategoride yenilikler arka arkaya geldi. Bazı yeni ürünlerin satışları milyon adetleri geçti. Lider olduğumuz kategori ve alt kategori sayısı arttı.
İhracatta karlı büyüme odağımızı koruduk, innovasyonla her ülkede kendimize yol açtık. Dünyaya Türk Kahvesini sevdirmeye kafayı takmıştık. En tepeden, Sevgili Murat Kolbaşı’nın vizyonu burada ışığımız oldu ve adım adım hayalimize yaklaştığımızı gördüğümüz nice başarılı adımlarımız ve mutluluk dolu kutlamalarımız oldu. Bazı ülkelerde kategori bazlı pazar liderlikleri bile gelmeye başladı.
Marka bilinirliğimiz ve imaj değerlerimiz sürekli arttı.
Çok başarılı marka işbirlikleri yaptık. Beymen ile Arzum markalarının ortak mutfak serisi lansmanı örneğin en keyif aldığım projelerinizden biri oldu.
Yine İtalyan Motosiklet markası Ducati ile işbirliği yaparak İtalya’da ön lansmanını yaptığımız ve Türkiye pazarı için hazırladığımız Ducati by Arzum Erkek Bakım Serisi projemiz de yine bu dönemin ses getiren işlerinden biri oldu.
Sağlıklı ve sürdürülebilir büyüme bizim için karlı iş yapmaktı, nakit akışımızı iyi yönetmekti, pazar payı satın almamak demekti ve biz bu metriklerle her sene sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde büyüdük.
Bu arada her yerden ödüller yağıyordu markamıza.. 5 yıl içinde 35 in üzerinde ulusal ve uluslararası en prestijli tasarım yarışmalarından ödüller geldi. En Itibarlı Marka, En Teknolojik Marka, En Cool Marka, En iyi Yönetilen Şirket, En Çok Çalışılmak İstenen Şirket.. bir anda aklıma gelenler..
Ve bu sağlıklı tablo bizi 2020 ortasında bu şirketi halka sunma ve onlarla ortak olma fikrine kadar yönlendirdi. 1 Temmuzdu sanırım Yönetim Kurulundan ilk yönlendirmeyi aldığımızda. 30 Temmuz ‘da da kick-off yaptık. Aracı kurum, hukuki iş ortağı ve ajansların seçilmesi, iş planı oluşturulması, sunumlar, sunumlar.. ve bunların hepsinin de pandemi koşullarında yapılıyor olması herhalde iş hayatımın en önemli ve kendimle ve tüm Arzum çalışanları ile gurur duyduğum bir dönemi olarak kalacak.
24 Aralık’ta Borsa İstanbul’da ilk gongu vurduk ve Yıldız Pazarda çok başarılı bir halka arzın ardından Arzum’da yeni bir dönemin başlangıç gongunu da vurmuş olduk ve yeni ufuklara yelken açmak üzere yine mutfağımıza çekildik, bakalım gelecek bize ve markalarımıza neler getirecekti..
